Eylül
Ne aradan geçen mevsimlerden dem vuracağım ne de bu
inzivanın sebebini anlatacağım.
Verdiğim emeklerin, hayatın öğrettiklerinin,
şükürlerimin varlıklarının ve Yaradan’nın izniyle ektiğim tohumların
hasatlarından bahsedeyim:
Üzerimdeki yükleri, evimdeki fazlalıkları, aklımdaki
“gecikitirici” düşünceleri azalttıkça dikleşmeye, adımlarımı hızlandırmayı ve
önümü daha net görebilmeyi öğrendiğim “sade ve minimal yaşam tarzıma” geçmemin
daha 6 ayı dolmadan, kapandığını sandığım tüm kapılar, bittiğini sandığım tüm
yollar ve vazgeçtiğim tüm mucizeler bir anda oluverdi.
10 gün içinde önce Üniversite’ye yarım kalan
eğitimim için yeniden kayıt oldum, aynı gün gebelik testinde çift çizgiyi
gördüm ardından da 7 yıldır beklediğim “ATANDINIZ!” müjdesini aldım.
Hepsinin gerçekliğine inanıp, anlayıp, sindirmem
epey zaman aldı. Fırtınalı ve hoyrat bir dönemden geçtim. Sarsıldım ama iyi
oldu. Fırtına, teknemdeki tüm pislikleri temizledi, aldı götürdü. Şimdi dingin
ve huzurlu, sessizce yol almaya devam ediyorum.
70 gün sonra İstanbul’a dönmenin keyfi de bir
başkaymış. Bundan böyle “misafiri” olduğum kadim şehri özlememem mümkün değil.
6 yıl, 4 farklı iş, dostlarım, öğrencilerim, anılarım en önemlisi de evladımı
bana veren huysuz ve tatlı İstanbul!
Seni özlemeyi, özlemişim…
……………………………………………………………………………………
İki evladımın arasından yaklaşık 3.5 sene geçmesine
rağmen yaşadığım değişimin büyüklüğü beni dahil tüm ailemi ve yakınlarımı
şaşırtıyor.
İlk çocuktan önce yapılan detokslar, spor salonları,
çok yönlü tarama testleri, hatta eşimin de beslenme düzenine müdahaleye kadar
en iyi “Geni” yakalama avına çıkmış bir Avcıydım.
Gebelikte ilk 3 ayı saymazsak (hiç yaşanmamış
sayalım hatta ) kokusundan dolayı şirkette deterjanları değiştiren, parabensiz
kozmetiklere maaşını veren, Ayşe Öner’in ebeveyn okuluna yazılan, hamile yogası, doğum koçu arası mekik dokuyan
bir kadından şimdiki halime AZALMAM tahmin edilemezdi, eminim.
Hamileliğimin 2. trimesterine girmeme rağmen halen
düzenli bir doktorumun olmaması, hatta şu iş meseleleri nedeniyle sabit bir
evimin dahi olmaması, kızımın gideceği okulun belli olmaması gibi İstanbul’dan
ne zaman taşınacak olmamızın dahi net olmaması bile beni duygusal anlamda
etkilemiyor. Kabul, zihnimde düzenlemeler yapmam gerekiyor, bir yandan da
okulum var. Doğumdan 2 hafta önce bitecek bir eğitimim…Şu noktada diliyorum ki,
umarım erken gelmez bebiş J
Geçen yıl zihnimi, çevremi en önemlisi eşyalarımı
azaltırken bu olacaklara yatırım yapmışım meğer. Şuan evde gereksiz, taşınırken
götürmeye değmeyecek en ufak bir eşya yok. Daha fonksiyonel, daha hazırlıklı ve
daha süprizli bir hayata adımımı geçen yıl atmışım demek.
Ne diyorduk buna, çekim yasası mı? Karma mı?
…………………………………………………………………………..
Yarın sanıyorum bebeğimizin cinsiyetini öğreneceğiz.
Son kontrolde sormayı unutmuşum. Bir ehemmiyeti yok elbet. Sağlıkla, hayırla
gelsin yeter. İsim konusuna ailecek biraz fazla titizleniyoruz. Aylin kadar
güzel, anlamlı ve ÖzTürkçe bir isim arıyoruz. Erkek olursa ismi belirledik
çünkü. Kız ismi önemli J Önerilere de açığız.
3 aydır bilgisayara dokunmayıp, 5 aydır da
yazmayınca inanılmaz bir tutukluk ve şaşkınlık yaşadım. Bu yazıyı burada
noktalarken güzel bir tatil rotaları ve Ege destinasyonları yazısı yazacağımın
müjdesini vereyim seneye kullanmak isteyenler var, aklımdaJ
Herkese yeniden merhaba,
11.000 kişi olmuşuz. Varlığınızı hissettirdiğiniz
için ayrıca minnet ve şükranlarımla J
Eylül en sevdiğim aydır, en bir sevdiğim hem de…
En yürekten Eylül’üme
Burcu
Yorumlar
Yorum Gönder