AEDEN: Kitap Yorumu







Sade hayat felsefesini benimsediğimden beri odaklandığım “bireyselleşme ağacımın” “zaman kökü” çekimlediğim en güzel “gelişim” fiili oldu.

Sistemin dönüşmemi istediği yaratıktan sıyrılmaya başladığımdan beri daha çok okuyor, daha çok öğreniyor, etrafımda olup biteni daha çok biliyorum.


Sabah 06:30’da servise binip iyi ihtimalle eve 20:00 sularında vardığım plaza günlerimin boşa geçmiş, heba edilmiş yıllar olarak görmüyorum. Yaşamasaydım bilemezdim biliyorum. Başkalarının deneyimleri sadece kulağa küpe olmakla kalıyor. Acı da verse kendi deneyimlerim, bedenime kazıttığım bir dövmeye dönüşüyor. Aynaya baktıkça hatırlıyor, yaşanmışlıklarımı seviyor ve kabul ediyorum.







Fİ, Çİ ,Pİ ile tanıştığım , bundan 2 yaz öncesine denk düşen günlerim bana deniz kokusunu hatırlatır. 
Kızımın uyku saatlerini nasıl büyük bir keyfe dönüştürdüklerini tahmin edemezsiniz.

Altınoluk’un en güzel eylül sabahlarında kızımın şen kahkahalarıyla ettiğimiz uzun kahvaltılarımızı, denize inen yolda yarenlik ettiğimiz zeytin ağaçlarını, iyot ve tuz kokusuyla ördüğümüz saçlarımızı, köy pazarlarını ve köz patlıcan salatalarını..






Fi, Çi, Pi’yi anlatmayacağım sadece bende bıraktığı izi ve kitaplar bittikten sonra yaşadığım hüznü, kendi hayatımda etiketlediğim karakterleri ve öğrendiğim bilgilerin kimi zaman mazisi kimi zaman tazeliği ile bir Fight Club tadı yakaladığım, muazzam bir zeka ve kurgu ile yazıldığını düşündüğümü de es geçeceğim.






Bugün size Aeden’i anlatacağım…

Kitabı Ocak ayında edinmiştim. Destek Yayınlarından çıkan 2016 Kasım basımı tam tamına 613 sayfa. Okumak Mart ayına kısmet oldu. Araya başka kitaplar, farklı olaylar ve değişik duygu durumları girdi.
Her kitap kendi takviminde girmez mi hayatımıza?
Kitabın içeriği ile ilgili alıntı yapmak isterdim ama hem yasal olarak müsaade edilmemesi hem de spoiler vermek istememden mütevellit kendi deneyimimi paylaşmak istedim. Belki günün birinde kızım bu blogu okur ve o da “merak edip” eline alır bu kitabı…

“Bir Dünya Hikayesi” sloganı ile başlayan kitap bence bir “Evren” hikayesi de olabilir. Sonje ve Numi isminde iki kahramanın Gezegenler arası deneyimi üzerinden çok farklı konularla ilgili bir dolu bilimsel bilgiye ve Azra’nın dünya görüşü üzerinden bir sürü “farkındalığı” fark ettiren bir anlatımı olmuş.
Azra’nın kitaplarına müptela olmamın bir sebebi de farklı disiplinlerdeki ancak aynı konuya dikizlenmiş bir çok bilgiyi referansları ve belgeleriyle, kimi zaman videoları kimi zaman makale önerileriyle ulaşabilmemiz açısından güçlü birer veri depoları olabilmeleri.
Kadınlık, annelik, teknoloji, eğitim, sağlık, manipulasyon, küresel güçler, siyaset, yönetim, bankacılık sistemi, biyoloji ve Gen bilimi, ekonomi, tüketim, sosyal medya, ırkçılık, plaza hayatı, ilişkiler, evlilik, sanat, savaş, tarih, doğa, yeraltı kaynakları, çevre, sürdürülebilirlik, enerji, hayvanlar alemi, yerküre, terör, coğrafya, silah piyasası, aşılar, beyin ve özellikle beyin sapı, hastalıklar ve ilaç sanayi, askerlik, güzellik, medya ve tv, Dünya’yı gerçekte yönetenler, organ mafyası, pedofili, sex köleliği, 3. Dünya ülkeleri, sonu –izm ‘le biten kavramlar üzerinden insansılık ve insan olmaya evrilmek için deneyimlenmesi gereken tüm çabalar toplamında matematikleştirilmiş bir kitap ile karşımızda değerli Azra Kohen.
Kitabın tasvirlerini bazen takip etmekte zorlansam da hem bir bilim kurgu kitabının içinde, hem bir distopya keyfinde hem aşk hikayesinin merakında hem bilgi açlığının iştahında okudum da okudum, 1 hafta olmadan bitti.
V for Vendetta tadı aldığım, zaman zaman Aliens’ı gözümde canlandırdığım, Felsefesi ile zihnimi zorlayan, gerçekleri ile eti lime lime doğrayan sertliğine zehir gibi sert, insan olmaya çabalayanların sahnelerinde gözlerimi doldururcasına naif ve saf, hiçbirşeyin   umursamazlığında ve her şeyin cesaretinde yazılmış bir kitap..





Kesinlikle herkese göre bir kitap değil..
Avcı toplayıcı Ata’larından rol çalan, tükettikçe azalan, azaldıkça harcayanlara göre değil mesela,
Kendi çıkarları için çocuğa, kadına, ağaca, hayvana, yerküreye ihanet edenlerin hiç değil,
Dini, zenginliklerine, savaşlarına, sapıklıklarına, gösterişlerine, inkarlarına alet edenlerin de değil,
Bilgisizliğinin düşmanının bilmemek değil, bildiğini sanmada takılı kalanlara göre değil,
Eğitimci kadrosundan maaş alıp, 20 yıldır bilgileri güncelleyememiş, öğrencilere veremediklerinin yanında, ruhlarından da çalanlara göre değil ayrıca,
Günde 12 saatini mesaisine harcayıp, 4 saatini trafikte geçirip, eve posası çıkmış şekilde dönüp, yeni alacağı üst versiyon araba için google’layanların da okumaması lazım,
Aykırı düşünmeyi, sorgulamayı ve dayatmayaları reddetmeyi anarşizm olarak görenler de okumasın kalplerine inebilir,
Güzelliğini başkalarının onayına sunmadan uyuyamayanlar, erkekliğini başka erkeklerin kıskançlığında deneyimlemeden tatmin olmayanlar, çocuklarına “mal” muamelesi yapanlar ve yaşadığı dünyanın canlı bir gezegen olduğunu umursamayanlar…Siz de sakince kitabı bırakınız.




Bu liste daha uzar gider,
Bir aşk romanı beklentisi olanlar üzülebilir, içinde şahane bir aşk olsa da bu kitap bir romantik komedi değil,

Özellikle Fİ, Çİ, Pİ ile anlatılmak istenen olgular Aeden’le pekişmediyse ve bir takım davranış değişikliklerine vesile olmadıysa belki bir kez daha okunmalıdır. Kitapla sizin frekansınız o an kesişmemiş olabilir.


Çocuklarına nasıl bir Dünya bırakmak istedikleriyle ilgili kaygısı olanlar muhakkak okumalı diyebilirim. Onlar okuyup, yukarıda saydığım özelliklere sahip herhangi birine kitabın içeriğinden bir-iki kelam edebilir, parazit olmanın ötesine geçmeleri için yardım teklif edilebilir.
Kötülükleri, aşağılanmaları “normalleştiren” kimse bu kitabın adını dahi telaffuz etmemelidir. Malum, Aeden Kuran-ı Kerim’de de “Adn cennetleri" olarak tekrarlanmaktadır. İnananlar temkinli olmalıdır.

Kitap Türkiye’de geçmese de en çok keyif aldığım sayfalar,  Atatürk’ün anıldığı yerlerdi. Bir ağaç için ortalığı ayağa kaldıran kızlı-erkekli “çapulcu “ tayfasına selam çakan yazarımız, “ortak akıl’ı” astrofizikçi gibi analiz ederek de beni mest etti.
Kitabın altını çize çize 2 kalem bitirdiğim sayın Azra Kohen bana hem kalem borçlu hem de okudukça sövdüğüm bazı Batılı kanaat önderlerine yolladığım negatif enerjiden sorumlu J





Çok boyutlu düşünmeyi öğreten, algıların kirini pasını söken, zamanın içinden geçmek yerine zamanın içinde hareket etme şansı veren ilginç bir kitap olmuş Aeden.
Sabırla, çalışa çalışa, geri dönüp tekrarlayarak okudum. Herkesin tarzı kendi şahsına münhasır.
Teşekkür etmek, hayatıma katkı sağladığı için minnetimi ifade etmek için çiçek gönderemezdim tabi ki, onca koparılmış Gül’ün Çİ’sine hakaret etmek, Azra’ya ihanet etmek olurdu..

Ben de yazayım dedim: İlhamla, bilgiyle, cesaretle yazmaya devam et AZRA!

Yaşamın karşısında değil, yanında, seni okuma fırsatı bulanların duasında / şükürlerinde olduğunu hissederek yaz.

Tükettiğini,üretebilmenin çabası;  çatlamaya cesareti olan tohumların inancı ile...

Burcu



Yorumlar

Popüler Yayınlar