Son sürat giderken makas değiştiren asi tren

Merhaba , 

Hayatımdaki her alanda nasıl küçülmeye gittiğimi, ürettiğim iş birimlerinin tekrar sayısını nasıl azalttığımı ya da bazı süreçlerin ailemize nasıl yük olduğunu gördüğümüzü uzun uzun anlatacağım. 

Sondan başlayalım. Örneğin son 5 günde "Yeni hayat tarzımın" bana sunduğu "bana ait " zamanların meyvesi olan 300 sayfalık bir kitabı bitirip, özetini çıkarıp sanal ortama aktarmaya bile başlayacak -şu sihirli zamanın, eşsiz lezzetinden . 

Minimalist ebeveynlik kitabı ile "kendime ait " 2 saat geçirdiğim kitapçıda tesadüfen karşılaştım. Amerika'daki iki blog yazarı annenin, birlikte ve bloglarını ziyaret edenlerin dokunuşlarıyla yazılmış bir nebze akademik bir kitap . 
Kitabı alırken yanında bir ajanda ve ayrıca bir defter edinmenizi öneririm. 
Minimalist dünyadaki satınalmama çabasına tezat yaratan bir öneri diyeceksiniz. Kitap tam da burdan konuya giriyor: minimalizm kendini bilinçli olarak dünya zevklerinden mahrum bırakmayı değil, birşeyler satın almaktan yine zevk almayı ama satın alma kararını stressiz olarak verip uzun vadeli tatmin yaşamayı amaçlar. 

Hamile kaldığımı öğrendiğim andan beri hep daha iyisini bulmak için araştırarak , analiz ederek , tablolarla listelerle hareket ederek ve çevremdekileri de bu mükemmeliyetçilik ayinine ortak ederek harcadığım saatlere, günlere büyük saygı duyuyorum. 😒😅

Bir bebek odası takımını seçmek, 120 kişilik şirketin personel bütçesini (yılsonu !) yazmaktan daha karmaşık ve dikkat isteyen bir işti. 

Banyo ürünlerinin doğa dostu ve en pahalı olması hem vicdanımı hem de egomu temizleyip paklıyordu . 

Süt sağma makinesini Doğumdan önce satın almak, baştan sütün yetmeyeceğini kabullenmek değil, en az 5 bebek bloğundaki alışveriş listelerinin "Must" (zorunlu ?!) listelerine sadık kalma eğilimiyle ilgiliydi. 

Kıyafetler , kıyafetler , kıyafetler ...Hediye gelenler, ikinci el verilenler..Bir bebek için büyük bir gardrop dolusu , bebeğin de hiç umursamadığı trendler, takımlar, süsler, hevesler ve sonsuzluğa uzanan fişler...

Doğum sancısı 8 dakikada 1'e düştüğünde annem eşim  ve ben son kez avmye gidip hastane için ayrı bir puset almıştık. Doğuma girmeme saatler kala hala Doğuma odaklanmak yerine "satınalma" gayreti "eksik kalmasın " kaygısındaydım. 
Annemin yüzüme şaşkın gözlerle bakışını hatırlıyorum 😳. Dozu fena kaçırdığımı hormonlarıma yormuş olmalı...

Daha Doğuma girmeden, bebeği kucağıma almadan yaptığımız harcamaların maddi kaynaklarını yaratmak için her sabah 06:30'da servise bindiğimi, akşam 19:30 gibi eve anca varabildiğimi; cuma akşamları trafiğe takılmamak için metro ile taksime geçtiğimi ve eşimle biraz turlayıp ancak 22:30 gibi ev yoluna düşebildiğimizi de belirtmeden geçmeyeyim. 

Elbette İstanbul şartlarında çalışan tüm kadınlar bu bahsettiklerimi anlarlar. Çünkü hamile bir kadın için ki ( Doğuma 10 gün kalana kadar çalışan) serviste trafikte neler yaşandığını , otobanda nasıl benzinci arandığını, eve kendini nasıl dar attığını yaşayan bilir. 

Demem o ki, tüm bu zorluklara rağmen , yarattığım finansal kaynağı tabiri caizse çatır çatır harcamaktan ve harcatmaktan hiç imtina etmedim. Eşimin de evi geçindirirken yaşadığı sıkıntıları pek dinlediğim söylenemez . Çünkü hedefe odaklanmış, hızlı, asi ve gözü kara bir kaplan gibiydim : Bebeğin için en iyisini satın AL! 
Birkaç arkadaşımın zaman zaman beni uyardığını hatırlıyorum. Benimle aynı dönemde hamile kalan bir arkadaşım kibarca söylemişti : Sakin Ol! İçimden , arkadaşımı heyecanımı - hevesimi kırmakla suçlamış hatta yüzüne de "ne gamsızsın" demiştim. Şimdi -birşeyleri aşmış" bu arkadaşımın alnından öpüyorum . Sakin ve stressiz kalarak kendi gibi aklı- selim bir çocuk büyütmekte. 

Çocukluğundan bu yana, her istediği anında yapılsın isteyen Para ile ilişkisi harcamadan öteye geçemeyen, alışveriş için günlerini hesapsızca harcayan ve her harcamandan sonra yeni isteklerine odaklanan ben, hamilelik ile birlikte iyice durdurulamaz biri olmuştum. Nasıl oldu da işler bu noktaya geldi derseniz; herşeyi araştırma eğilimimin azizliğiyle!

Bir ürün araştırırken başka ürünlere denk gelme, bir blog okurken bir alışveriş listesine takılma, ebeveyn okullarına katılma burada tanışılan sponsor firmaların ürünlerini satınalma , sosyal medyada, zamanında güvendiğim kişilerin önerilerini satınalma gibi gibi...

Doğuma girene kadar X birim harcama yapıysam bunun X0000 birimi kadar da zaman ayırdım, emin olun. Bu yüzden arkadaşlarımdan bana danışanlar da oldu. Firmaların satış temsilcilerinden daha fazla konuya ve ürüne hakim, karşılaştırmalı fiyat analizi yapabilen , muadil ürün seçenekleri sunabilen , her keseye her talebe cevap verebilen ayaklı bir arama motoru gibiydim. 

Böyle olduğumu anlayabilmem, adlandırabilmem ve itiraf edebilmem için 3 yıldan fazla bir süre , yüzlerce kalem harcama, kutularca fatura , hiçbirşey satınalmasaydım da aynı olacak tüm diğer parametrelerle ve değerlerle dolu olduğunu İDRAK ettiğim , 3 kişilik bir ailem olması gerekmiş. 

Atomu parçalayamadım ama 31 yaşımda makası değiştirdim. Artık farklı yöne, farklı amaçlar için farklı bir ruhla gittiğimi söyleyebilirim . 

Devamı gelecek...

Yorumlar

Popüler Yayınlar