Kitap: ALIŞVERİŞKOLİK





HARCANMAK…

Karma ya da çekim yasası, kısmet ya da nasip…

Güzel kelimeler, inisiyatifi kendi haline bıraktığın, beyne kese etkisi yapan, naif duygular uyandırıcıları…

2 hafta önce öğrencilerimle birlikte gittiğim kitap fuarında karşıma çıkan bir kitaptan bahsedeceğim bu yazımda. Aramadığım halde bulduğum, kitap bitene dek yazarı google’lamadığım, çalışarak, yazarak, geri dönüp tekrar ederek, testleri eğlenerek çözerek okuduğum ve yeni hayatıma bilgi aşısı yaptığım bir kitap oldu:

“ALIŞVERİŞKOLİK.”

Kitabın bitişi ve hemen yazma arzumun ,Yazarı Uzman Doktor Barış Önen Ünsalver’e hem bir teşekkür hem de tıp bayramını kutlayacağım 14 Mart tarihine gelmesi de tesadüf değil elbet.
Barış Hanım kitabı sadece 34 yaşındayken yazmış, bilgi birikimine, sade diline, kurgusuna hemcinsim olarak hem hayran kaldım hem de takdir ettim. Böyle bir konuda kitap yazma konusunda kendisini teşvik eden, vesile olan tüm sebeplere de şükrettim. Çok ballandırdığımı düşünen olabilir, fakat kitaplar konusunda seçimlerime güvenenler, eline aldığında ne demek istediklerimi anlayacaklar. Bu kitabı okurken, araya girip 2 farklı kitap daha okudum, yine aynı kulvarda, karşılaştırma yapabildim. Bir de muadili tam anlamıyla Türkçe kaynaklarda, ya da Türk yazarların eserlerinde bulunmayan bir kitap olduğundan bir de gururlandım.
Böyle bir kitabın tek basımının olmasına içerledim. 2011 yılında yazılmış, sanırım trajikomik olmasın ya da savunduğu fikirle çelişmesin diye reklamı yapılmamış. Amacım reklam işini sırtlanmak değil, kitapta beni etkileyen yerlerden kısa alıntılar yaparak, içerik hakkında biraz bilgilendirmek diyelim.

Yayınevine biraz önyargım olsa da Timaş Yayınlarından çıkan kitabımız 180 sayfa. Kitabın içeriğini oluşturan konuların genel hatları kısaca şöyle:

Sağlıklı Alışveriş
Alışveriş Bağımlılığı nedir?
Aşırı Alışveriş nasıl başlar?
Takıntılı Alışverişçilerin özellikleri
Aşırı Alışveriş Yapmanın nedenleri
Alışverişte 5 duyu
Aşırı alışveriş davranışının eşlik ettiği psikiyatrik ve nörolojik hastalıklar
Alışveriş sorunun yakın ilişkiler üzerindeki etkisi
Alışverişe çeken mıknatıslar ve direnme
Alışveriş takıntısının tedavisi
Takıntılı alışveriş davranışını test etmek için ölçekler, testler
Alışverişi tetikleyenler, tetikleyiciler ve sonuçları
Aşırı alışverişin sonuçları
Alışveriş portreniz
Alışveriş sorununu çözerken duygular ve düşünceler
Alışveriş davranışını sınırlamak için bazı pratik öneriler


*Örneğin ; Son zamanlarda gösteriş ve güç sunumuna dönüşen, terk edilme saplantısından muzdarip, karşılarındaki kişileri kontrol altında tutma amacına hizmet eden, hediyeleşme adabından uzak, maddi değeri çok, içeriği kof olduğunu düşündüğüm doğum günü/ evlilik yıl dönümü/ kapitalizme selam duran, özel gün hediyeleri vb hediyelerle ilgili yazarın yaptığı tespitlerin altını çizdim:

“Hediye verilen kişi kendini borçlu hissederek, karşılık verme ihtiyacı duyabilir, fakat buna her zaman gücü yetmeyebilir. Alma-verme dengesi bozulduğunda, alan taraf yetersizlik, öfke, şüphe gibi duygu ve düşüncelere kapılabilir diyor.”

Başkalarına görüntü verme çabasındaki alışverişçilerle ilgili saptamaları ve bilimle desteklemesi can alıcı:

Sahip olduklarıyla çevrelerine yansıttıkları görüntülerin tek amacının başkalarını etkilemek olduğunu söyleyen yazar,  bu kişilerin özellikle cömert görünmek için efor sarfettiğini, ucuzcu görünmeyi utanç verici bulduklarını belirtiyor.

“Çevreye yansıttıkları görüntü bir eldiven gibi sadece yüzeyi sarar ve hiçbir zaman üstünü kapattığı yaralı, kırışık ya da kurumuş elleri değiştirmez. Ancak, görüntünün ambalajında size vaad edilen öyle gerçekçi ve çekici olabilir ki, karşı koyamayabilirsiniz.” diyor.

Takıntılı şekilde pazarlık yapan alışverişçilerin, pazarlık becerilerini zekalarının bir göstergesi gibi sunduklarına dikkat çekiyor,

Başkalarına bağımlı (verici) alışverişçilerin de şu özelliklerinden bahsediyor:

“Çevrelerindeki kişilerin onayını, sadakatini, dostluğunu ya da sevgisini kazanma amacıyla cömertçe alınan hediyeler, aslında ilişkiyi kontrol altında tutma çabasının bir yansıması olabilir. Hakiki yakın ilişkilerde var olan, verebilmenin yanı sıra alabilme hali olmaz.

“Kurtarıcı” rolünde kendini daha rahat hisseder. Hediyeler, reddedilmeyi, eleştiriyi ve terk edilmeyi engelleme aracıdır. Ancak alan taraf zamanla bir bakıma kendini sakatlanmış hisseder. Alıcıda karmaşık, ikircikli, depresif ve hatta öfkeli duygular gelişebilir.”

Alışveriş yapmanın nedenleriyle ilgili aldığım kısa notlar da şöyle:

·         "Özgüveni düşük bir kişi, bozulmuş olan kendilik algısını şık bir çanta ve ya son moda bir telefonla onarmaya çalışabilir."

·       "  Stres altındaysanız, ya da geçmişten gelen çözülmemiş, çatışmalı bir meseleyi tetikleyen bir durum içerisindeyseniz, zihniniz kendini kapatır ve esnekliğini kaybeder. Buna zihninizin aşağı ya da alt seviyedeki çalışma hali denebilir.
Böyle zamanlarda olaylar hakkında çok yönlü düşünme becereniz bozulur. Prefrontal bölge faaliyete katılamaz. Prefrontal kontrolün kalkması, alışverişin artması ile sonuçlanabilir."

Başarısızlık korkusu, başarma baskısını karşılamak, önemli bir şeyle karşılaşmaktan kaçınmak, öfkeyi ifade etmek, terk edilme kaygısını azaltmak, kendini sakinleştirmek, sevgi ve şefkat ihtiyacını karşılamak, topluma uyum sağlayabilmek, aidiyet ihtiyacını karşılayabilmek, bağımlılık, kontrol ihtiyacını karşılayabilmek, kayıplarla/travmalarla başa çıkabilmek, ölümü inkar etmek, hayata anlam katmak, faaliyet olarak alışveriş, spontanlık, entelektüel bir uğraş olarak alışveriş, keşif duygusunu tatmin etmek amacı ya da sadece gevşemek/dinlenmek için alışveriş…

Hangi sebeple alışveriş yapıyorsanız yapın, muhakkak her davranışınızın adını bu kitapta/la koyabileceksiniz.

“Bugün çok güzel bir gündü, annem bana X oyuncağı aldı.” diye uykuya dalan bir çocuğun ruhunda yaratılan yarayı görebileceksiniz.

Kitabı okurken kendime daha fazla çeki düzen verdim.

Evet hiç alışveriş yapmadım. (Temel ihtiyaçlar dışında) 

Kitapla vedalaşsak da bu etkinin geçici olmadığını, sadeleşmenin, akılla satın almanın bir heves olmadığını artık biliyorum. İletişimde olduğum bazı insanlar alışverişi, parayı, minimalizmi, sadeleşmeyi konuşmayı fakirlikten dem vurarak farklı anlamdırabildiler. Buna karşı çıkamam ülkece fakirleştiğimiz, doğal kaynaklarımızın hızla azaldığı doğru. Zaten bu bilinçli farkındalıkla gelecek nesillere karşı sorumluluğumuz olduğunu her an hatırlamalıyız da. Ancak zenginliğin biriktirilen eşya ile üstümüze yıkılan gardroplarla, kota kullanımına bakmadan ödenen sınırsız internet faturalarıyla, emniyet şeridinde ahkam kesen dev araçlarla, astronomik kolej ücretleriyle, aynı fabrikada üretilen pantolona pazarda 20, AVM’de 500 lira vermekle olmadığını da hepimiz biliyoruz.

Kitabın ilk yarısı ile paylaşımlarım bu kadar. Merak edenler edinebilir. Bu kitap tam anlamıyla, bağımlılık kitaplarına da referans noktası olmuştur, tüketemediği için kendini mutsuz hisseden modern insanların, bilimsel temelli, pratik bir rehberi olarak sunulmuştur.

Tükettiğini üretemeyen bizim nesile, soğuk duş etkisinde…




Yorumlar

Popüler Yayınlar